Merhaba

Sayfama hoşgeldiniz. Henüz yeni başladım yazmaya ama görüyorum ki bu keyifli gerçekten. İçerik olarak belirli bir kıstasım yok. Spontane olarak yazıyorum aklıma gelenleri. Amatör ruhla oluşturduğum bu blogu umarım beğenirsiniz.

23 Aralık 2009 Çarşamba

Gezi Yazıları

Blog siteme fırsat buldukça geçmiş yıllarda seyahat ettiğim ülkelere ait gezi yazılarımı eklemeyi planlıyorum. Umarım fazla üşengeçlik göstermeden seyahat ettiğim yerlere ait yazıları aşama aşama hazırlayabilirim. Bundan sonra yapacağım gezilerime ait yazılarımı gezi sırasında veya gezi dönüşünde hızlı bir şekilde hazırlamayı planlıyorum.

YURTDIŞI GEZİLERİM

2009 Temmuz : KIBRIS (Lefkoşe, Gazi Magosa, Girne)
2009 Temmuz : BELARUS - Minsk
2009 Şubat : TAYLAND (Phuket, Pattaya, Koh Samui)

2008 Ekim : MISIR (Kahire, Sharm-El Sheikh)
2008 Ağustos : Prag, Bratislava, Viyana, Budapeşte
2008 Temmuz : RUSYA (St. Petersburg, Moskova)
2008 Mart : TAYLAND (Bangkok, Pattaya)



Prag - Charles Bridge



Budapeşte - Fisherman's Bastion'dan Tuna Nehri ve Parlemento Binası

2007 Ekim : İTALYA (Roma, Floransa), İSPANYA (Barcelona)

2006 Ekim : RUSYA (St. Petersburg)



St. Petersburg Hermitage Meydanı ve Sarayı

FC Barcelona ve MESSI



FC Barcelona 19.12.2009 cumartesi günü Abu Dhabi Zayed Stadı'nda yapılan maçta Estaduentes De La Plata takımını 2-1 yenerek kupa serisine Dünya Kulüpler Şampiyonluğu'nu da ekledi. Dile kolay tam 6 kupa.

Şampiyonlar Ligi, La Liga, İspanya Kral Kupası, İspanya Süper Kupası, UEFA Süper Kupa ve FIFA Kulüpler Şampiyonluğu.


2000 yılında uzun yıllardır Galatasaray'dan sonraki takımım olan Bayern Münih'i bırakıp barçaya geçmiştim, iyi ki de geçmişim. Futbol tutkunu bir taraftar olarak ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Bundan sonra başka bir kulüp bundan iyisini yapamaz ancak egale edebilir.

21.12.2009 pazartesi günü de Messi'nin FIFA World Player ödülü alması da diğer bir güzel haber gerçekten. Messi inanılmaz yetenekli bir futbolcu, top ayağına çok yakışıyor. Karakter olarakta çok mütevazi, beyefendi bir kişiliği var. Ödül törenindeki konuşmasında kendisinden çok takım arkadaşlarını öne çıkarmış. Bravo Messi, seni seviyoruz. Devam et böyle. Belki Maradona'dan bile büyük futbolcu olacak yetenek ve ışık var sen de.



Aşağıda FIFA'ya üye ülke teknik direktörleri ve takım kaptanlarının verdikleri oylara göre ulaşana puan durumu var. İkinci sıradaki C. Ronaldo'yla aralarında epeyce fark var. Sanırım herkes Messi'nin bu ödülü hakettiğini düşünerek gönül rahatlığıyla vermiş oylarını.

The ranking PLAYER VOTES
Lionel Messi (FCB) 1073
C.Ronaldo (R.Madrid) 352
Xavi (FCB) 196
Kaká (R.Madrid) 190
Iniesta (FCB) 134

17 Aralık 2009 Perşembe

http://www.sanatlog.com/


Az önce tesadüfen keşfettiğim bir site. Sinema, edebiyat, fotoğraf, müzik gibi konular hakkında iyi yazılar var. Tavsiye ederim.


http://www.sanatlog.com/

15 Aralık 2009 Salı

14 Aralık 2009 Pazartesi

THY & FC Barcelona

THY FC Barcelona'ya sponsor olmuş, ilk uçuşu da dün Abu Dhabi'ye yapmış. Bravo diyorum THY yönetimine, gerçekten büyük başarı tebrik ediyorum. Uzun yıllardır GS'den sonra tuttuğum ikinci takım olan FC Barcelona'ya Dünya Klüpler Futbol Şampiyonası'nda başarılar diliyorum. İnşallah bu kupayı da kazanıp, dünya tarihine adlarını altın harflerle yazdırırlar.

Silvio Berlusconi

Dün akşam Milano'da Silvio Berlusconi'ye psikolojik tedavi gören bir şahıs Duomo Katedrali Heykeli ile vurarak, 2 dişini ve burnunu kırmış. Üzüldüm gerçekten, berlusconi ne kadar hayatı skandallarla dolu karanlık bir adam olursa olsun bunu haketmiyor. Hele o yüzü kan içindeki ağlamaklı halini görünce daha da üzüldüm. Geçmiş olsun Silvio Berlusconi.

4 Aralık 2009 Cuma

Diziler - TV Series

Bu aralar Prison Break ve Heroes'a kaptırdım. Biran önce akşam olsa da eve gidip izlesem diyorum. Prison Break'da 3. sezonun başındayım. Panama'da geçen sezon. Sona diye acayip bir hapishane var ve Micheal'la birlikte Mahone, Bellick ve T-bag aynı hapishanede. Lincoln Panama'da ve hapiste değil. Bu sefer roller değişti. Sucre en son yolda düşüp bayılmıştı. C-Note'dan henüz haber yok.

Heroes'da ise 4 .sezondayım. bu hafta 12. bölüm yayınlandı. Aslında dizi iyice karmaşık bir hal aldı. Çok da hoşuma gitmiyor bu durum ama yine de ben bu diziyi seviyorum. T-Bag'in de Samuel olarak diziye katılması ilginç oldu. Yalnız bu Samuel karanlık bir adam. Kendi ağabeyini gözünü kırpmadan öldürmüş. Dizinin kahramanlarını luna park tarzı bir yere çekmeye çalışıyor. Sylar'da gidip geliyor Nathan'la yer değiştirerek. Bir de Matt Parkman'ın kafasında, sürekli oynayıp duruyor Parkman'la. Bakalım neler olacak ileriki bölümlerde.